Klasiklerle ilgili tartışmalar bitmez. Hangi kitabın hangi ölçülerle klasik eser sayıldığı, klasikler denirken, neden sadece Batı Avrupa’da çıkanların öncelendiği, aynı dönemdeki kıymetli pek çok çalışmanın niye yok sayıldığı, Grek ürünleri yüceltilirken, Şark’ın muhteşem eserlerinin nasıl olup da görmezden gelindiği merak konusu… Merakımızı saklı tutarak, her sayıda bir Şark klasiğini incelemeye çalışacağız.
Bostan ve Gülistan, sadece Şark’ın değil, tüm dünya edebiyatının en nitelikli eserlerinden biri. Yazarı Şeyh Sadî Şirâzî 1193 ile 1292’de yaşadı. Kitap, yazıldığı dönemden bu yana yüzyıllar geçmesine rağmen, hâlâ büyük bir merakla okunuyor ve farklı yayınevlerinden defalarca baskı yapıyor. Aslında iki ayrı kitap ama çoğunlukla birleştirilerek tek kitap halinde yayımlanıyor. Ben özellikle Osman Koca’nın hazırladığı, Beyan Yayınları’nın ince işçilik ve kaliteli baskıyla sunduğu çalışmayı öneririm.
Bostan, kendi içerisinde 10 bölümden oluşur. Adalet ve Hükümdarlık, Cömertlik, Aşk, Tarikat, Muhabbet, Rıza, Tövbe bu bölümlerden bir kaçı. Gülistan ise İslam Sultanlarının Güzel Sıfatları, Dervişlerin Ahlakı, Sükûtun Faydaları, Aşk ve Gençlik, Sohbet Adamı gibi alt başlıklardan müteşekkil.
Hem Bostan’ın hem de Gülistan’ın ortak özellikleri, evrensel temalar (zenginlik, fakirlik, kanaatkârlık, terbiye, akçakgönüllük, adalet vs.) seçmiş olması ve bu temalar üzerinden adeta bir mutluluk reçetesi sunmaları. Gülistan hem şiirsel hem de düzyazı tadında bir biçim sunarken, Bostan tamamen düzyazıdan oluşmakta.
Şark kültürünün özgün hikayeleştirme tarzını ve mistik anlatım tarzını burada da görüyoruz. Nükte ve hikmet arasında gidip geliyor adeta. Tam anlamıyla barış adamıdır Sadî. Hem köleyi hem de efendiyi aynı sofraya oturtur. Huzur, mutluluk ve kardeşliği anlatılarında tesis eder. Bunu da hayatın gerçekleriyle ters düşmeden yapar. Kitap, pek çok yönüyle çağdaşı Mesnevi’ye benzer.
(Bostan ve Gülistan, Sadi Şirâzi, Hazırlayan: Osman Koca, Beyan Yayınları, 400 sayfa, Ağustos 2012)
Yusuf TEMİZCAN