Seyyid Hüseyin Nasr, bizim neslin fikriyat hayatında oldukça önemli bir yere sahip. Sadece bizim neslin değil, Batı’daki İslamofobi çalışmalarının karşısında da oldukça etkili. Batı’da geleneksel İslam yorumunu savunan, kitapları onlarca dile çevrilen bir isim.
Nasr’ın kitaplarının çoğunu İnsan Yayınları neşrediyor. Bunlar arasında, Üç Müslüman Bilge’yi, İslam ve Modern İnsanın Çıkmazı’nı, İslam ve İlim’i, Modern Dünyada Geleneksel İslam’ı özellikle zikretmek isterim. Kitaplarının bir kısmını eski kültür bakanımız Nabi Avcı Bey çevirmiştir.
Türkçe’de son yayınlanan kitabı İslam Sanatı ve Maneviyatı’da hat sanatından mimariye, doğu kültürlerinden Mantıku’t-Tayr’a; Mevlana, müzik, tasavvufun sanata etkisi gibi geniş bir alana akademik bir yaklaşımla yorumlarda bulunuyor. Diğer çalışmalarında olduğu gibi burada da modernizm eleştirisinin ağır bastığı görülüyor. Kitabın çevirisinin çok özenli olduğunu ve baskı kalitesinin metne yakışır düzeyde olduğunu söylemeliyim.
1400 yıllık güçlü İslam geleneği üzerine yapılan pek çok nitelikli çalışma var ama sanata özel ilgi ne yazık ki zayıf. Bu anlamda Nasr’ın çalışması kıymetli. İslam Sanatı ve Maneviyatı 3 bölümden oluşuyor: Sanat ve Kutsallık, Edebiyat, Müzik ve Plastik Sanatlar. Bu bölümler arasında ara başlık olarak yer alan bir kısım var: İslam Sanatında Boşluğun Önemi. Sanattaki boşluğu tevhid ve metafizikle nasıl açıkladığını merak ediyorsanız burayı atlamamanızı öneririm. Ayrıca bu esere bakmadan önce, kitap boyunca atıf yapılan T. Burchardt’ın çalışmalarına göz atmakta da fayda var.
(İslam Sanatı ve Maneviyatı, Seyyid Hüseyin Nasr, Mütercim: Ahmet Demirhan, İnsan Yayınları, 276 sayfa, Temmuz 2017)
Yusuf TEMİZCAN