Ayet
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ancak tövbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” (Furkan, 70)
Hadis
Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem buyurdular:
“Bir kul bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter.” (Müslim, Birr 72. Buhârî, Mezâlim, 3; Ebû Dâvûd, Edeb 38)
Kıssa
Ashab-ı kiramdan Ebû Derda Hazretleri Şam’da kadılık yapıyordu. Bir gün halkın bir günahkâra sövüp saydıklarını işitti ve onlara:
Siz kuyuya düşmüş bir adam görseniz ne yaparsınız? Diye sordu.
Oradakiler:
– İp sarkıtıp çıkarmaya çalışırız, deyince Ebû Derdâ Hazretleri bu defa:
– Öyleyse günah kuyusuna düşmüş bu adama da niçin bir ip sarkıtıp onu kurtarmayı düşünmüyorsunuz? Diye sordu. Şaşırdılar:
– Sen bu günahkâra düşmanlık duymaz mısın? Dediler.
Ebû Derda Hazretleri de şu hikmetli cevabı verdi:
– Ben, onun kendisine ve şahsiyetine değil, günahına düşmanım.
Bu misâlde Ebû Derdâ Hazretleri’nin mümin gönüllere yerleştirmek istediği pek derin hikmetler vardır. Bu hikmetler, Cenâb-ı Hakk’ın emir ve rızası ile Hazret-i Peygamber (sav)’in yüce ahlâkından ümmete yansıyan ulvî pırıltılardır ki bunlar, İslâm tarihinde hep birer olgunluk düstûru olarak hidâyet, sürûr ve nûra vesile olunmuş ve sâlih amel toprağında kökleşerek tasavvufî bir üslûp hâline gelmiştir.
Esma-ül Hüsna
el-Afuvv: Kullarının günahlarını kendilerinde sorumluluk kalmayacak bir şekilde affeden, amel defterinden günahları silen, hatırlayıp da mahcup olmasınlar diye de kuluna o günahı unutturan demektir. İşte, Allah-u Teâla bu kadar şefkat ve merhamet sahibidir.
İbret
Günahkârı, günahı içinde boğmayıp onu müsamaha, af, merhamet ve muhabbet ikliminde, tövbe deryasında arındırma gayreti içerisinde olmalıyız. Hazret-i Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem, Ebû Cehil gibi müşriklerin en azgınına dahi böyle bir incelikle yaklaşmış ve günahları ile uğraşmak yerine, onu hidayet deryasında yıkanmaya davet etmiştir.
Biz de bir Müslüman kardeşimizin kötü bir davranışına, bir günahına şahit olduğumuzda, bunu örtmeye ve görmezden gelmeye çalışmalıyız. Eğer elimizde olmadan bu durum ortaya çıktı ise o kardeşimize kızmayıp, rencide etmeyip, onu tövbe etmeye davet etmeliyiz. Bu şekilde o kardeşimizi düştüğü günah çukurundan çıkarıp kazanmaya çalışmalıyız.
Unutmayalım ki biz bir Müslüman kardeşimizin hatasını örtersek, inşaallah, Allah-u Teâla da bizim hata ve günahlarımızı örtüp bizi bağışlayacaktır. İslam ahlakının en yüce özelliklerinden biri, işte bu af edicilik ve çirkinlikleri örtücülüktür.
Fikirname