Ben Sömürgeci miyim?
Bu soruyu cevaplayabilmek için hayatın neresinde olduğumuzu, hangi alanı kapladığımızı ve sömürgeciler tarafından buna neden müsaade edildiğini sorgulayabilmek gerekmektedir.
Küçük dairede
Kul olarak nefsimizin hakkını veriyor muyuz, yoksa ona zulüm mü ediyoruz? En iptidai bir soru; sünnete uygun besleniyor muyuz, yoksa vücudumuza zulüm mü ediyoruz?
Kul olarak aklımızı, onun kapasitesini bilerek mi kullanıyoruz yoksa boş ve gündelik konular ile meşgul ederek onu sömürüyor muyuz?
Kul olarak duygularımızı, emredilen doğrultuda mı kullanıyoruz yoksa oyun, film, müzik gibi araçlar ile duygularımızı da bir tüketim aracına mı çeviriyoruz?
Kul olarak, ruhumuzu besleyen ibadetleri yerine getiriyor muyuz? Yoksa onu yok sayıp bedensel tatminler peşinde mi koşuyoruz?
Bu sorulara tatmin edici bir cevabımız var ise nefsine zulmeden ve başkalarını sömürenlerden değiliz demektir.
Yakın dairede
Ana babamızın haklarını veriyor muyuz? Arayıp soruyor, sözlerini tutuyor muyuz? Yoksa onları eski mi görüyoruz, sıkıcı mı buluyoruz, ellerinden kurtulmamız gereken, idare etmemiz gereken kimseler olarak mı görüyoruz?
Akrabalarımızın haklarını veriyor muyuz? Yeğeni sınava hazırlıyor muyuz? Mümin kardeşlerimizin dertlerini dert ediniyor muyuz? Bizi hatırladıklarında yüzlerinde küçük bir gülümseme beliriyor mu?
Komşularımız, iş/okul arkadaşlarımız için Allah’ın emrettiği yardımlaşmada bulunuyor muyuz? Yoksa hayatımızın zorunlu birer nesnesi olarak mı görüyoruz?
Eğer bu sorulara tatmin edici cevaplarımız var ise yakınlarına zulmeden, yani sömürenlerden değiliz demektir.
Orta dairede
Mesleğimize İslam düşüncesi nasıl bir bakış sergiliyor? Bunu biliyor muyuz?
İlaç karteline çalışan bir doktor, gavur mimarisi ile çizim yapan bir mimar, GDO’lu tohum satmaya amade bir ziraatçı, ithal hammaddeleri seyreltme görevlisi bir kimyacı, en büyük katliam zincirini coğrafi keşif diye öğretmeye razı bir tarihçi, Hıristiyan klasiklerini dünya klasiği zanneden bir edebiyatçı, sanatı lobi şövalelerinde kompradorlara sergilenecek israflardan ibaret sanan bir sanatçı, Ahilik iktisadından bihaber bir işletmeci, “beşeri sünnetullah”tan bihaber bir sosyolog, nefis psikolojisini duymamış Freudyen bir psikolog, Doğuya uzak demeye gönüllü bir coğrafyacı, Mednetül Fazıla’dan bihaber bir siyaset bilimci iseniz veya bunlardan biri olacaksanız, sömürgecinin ta kendisi sizsiniz.
Sömürge, siz olmadan ülkenize nüfuz edemez. Bütün bu saydıklarımdan biri iseniz sömürgecinin “uç beyi” siz olacaksınız demektir.
Geniş dairede
Biliyor musunuz? Anlamaya çalışıyor musunuz? Neden Arakan’da olaylar çıkıyor? Suriye neden karıştı? Neden Kırım işgal altında? Neden Fransa Mali’yi bombalıyor iken, Nijerya’da neden Boko Haram diye bir örgüt var? Suud nereyi bombalıyor? Neden bombalıyor? Olaylar arasında ilişki kurabilecek kadar bir bilgiye sahip misiniz? Mesela Donalt Trump ile George Soros arasındaki husumet nedir? Dünyada neyin habercisidir?
Yoksa siz de mahalle simitçisi huzursuz olmasın, mukabeleye giden hacı teyze tedirgin olmasın diye, bakkal Ali Amca akşam rahat uyusun diye yapılan haberlere, gençliğinizin bağrında kapılıp gerçeklerden “bihaber” mi yaşıyorsunuz?
Sömürgeci dünyanın ontolojisi, epistemolojisi, prioriteleri, aksiyomları, aydınlanmacı baskıları, postmodern dolandırıcılıkları hakkında temel bir kavramsal farkındalığa sahip misin? İslam düşüncesi branş branş neler söylüyor?
Bu temel seviye sorularına tatminkâr cevaplarınız var ise: Neyin neden olup bittiğini gördüğün bu dünyada, kendi uzmanlığın ile ilgili alanda, tarih boyunca İslam’ın kılıcı olan milletini hürleştirecek, Ümmeti birkaç adım ileri götürecek çalışmaların var mı?Tıpçı isen ilaç karteline karşı ulusal veya Ümmetsel bir fitoterapi organizasyonu kurma gayretinde misin?
Mimar isen gavurlaştıkça gavurlaşan şehirlerde, bir daire fiyatına üç katlı ferah bir Ata Konağı yapılabileceğinin örneklerini ortaya koyma gayreti gösteren bir yapılanmanın başını çekiyor musun? Turgut Cansever’in anlatımları ile dünyada gavurca mimarlık eğitimi görmek zorunda kalan öğrenci kardeşlerinle bir ağ kuruyor musun? Yoksa senin elindeki bilgilere sahip olmayan İslam coğrafyası gençlerini, gavurun sloganlarına esir mi bırakıyorsun?
Ziraatçı isen neden bitki sistematiği ve herboloji dersleri almadığını sorgulayıp tüm ülkedeki fakültelere bu dersleri koydurma çabasına giriyor musun? GDO’nun zararlılığı, kimyasal gübrelerin toprağı ne hale getirdiği hakkında, yerli tohumların ıslahı hakkında, Afrika’daki tarım cehaletini giderme hakkında ne tür çabaların ve fikirlerin var?
Velhasıl hangi branşta eğitim görmekte isen, sömürgecilerin bu alanda ülkemizi ve Ümmeti nasıl sömürdüğünü inceliyor ve bununla mücadelenin ulusal ve küresel yollarına bakıyor musun?
Bu sorulara da tatminkâr cevaplarınız var ise sömürgeci değilsiniz. Yok ise toplumun sömürgeden kurtulmak için öncelikle sizden kurtulması gerekiyor. Kenara bir yere çekmesi gereken sömürgeci bizzat sizsiniz!
Ancak, hiçbir şekilde sömürgeye razı olmayan, onunla yaşamaktan rahatsız olan, ona uyum sağlamayan kimseler sömürgenin dışında kalabilirler. Geri kalan hepsi ona hizmet eder. Bağırıp slogan atanlar bile.
Sizde sömürgeci izleri mi var?
Az önce tarif etmeye çalıştığım dairelerin en kolayı, hatta gencecik bir talebenin bile başarabileceği daire, en büyük ve son dairedir. En zoru ise bütün ilimleri ve duyguları kuşanmış kimselerin dahi zorlukla aştığı birinci, ikinci ve üçüncü dairelerdir. Küresel bir sömürgeciliğin hayali varlığının üstümüzde bu denli etkili olması, ilk dairelerin aşılamamasındandır. Son daire bir balon gibidir, küçük hamleler ile dahi yok olup gider. İlk daireleri aşanlar için son daire bir hedef dahi değildir. Hakkın rızasına uygun yaşamak için aşması gereken basit bir engeldir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.
Bir kul olarak nefsine zulmetmeyen, kendini sömürmeyen,
Bir aile ferdi / komşu / akraba / arkadaş olarak etrafını sömürmeyen,
Bir toplumsal işlev gören kimse olarak bu mesleği en uç sömürgeci olarak icra etmeyen,
Nihayetinde uzman olduğu alanda, bütün Ümmeti özgürleştirme idealini yüreğinde taşıyan,
Kimselerden eylesin Allah Teala.
Eğer kendimizde sömürgeci izlerini görüyor isek kelime kelime Fatiha çalışmak oldukça faydalı olacaktır: “… Bizi doğru yoluna ulaştır. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazabına uğramışların ve yoldan sapmışların değil.” (Âmin)
Burak Uslu