Çizgi film meselesini ele alma vakti geldi de geçiyor bile…
Dilimize ‘animasyon’ olarak da geçen çizgi film, hayati derecede önemli. Kelime manası ya da terim ifadesi olarak ‘çizgi’ basit gibi durabilir. Oysa çizgi film, geleceği inşa etme aracıdır. Geleceğimizi şekillendirir.
Dünyada çizgi film denince otoritenin neresi olduğu malum. Sinema deyince de cevap aynı olabilir fakat çizgi filmde durum fecaat!
Çizgi film mecraları çoğaldı. Bizim zamanımızda sadece televizyon vardı. Şimdi internet dehlizlerindeki dijital ortamlar ve akıllı telefon ile her türlü uygulama, çizgi film izleme alanı oldu. Daha da önemlisi yeni mecralar, çocukların en savunmasız alanı.
Yasaklayalım Mı?
Elbette hayır. Yok saymanın hiçbir faydası yok. Anlamak ve uygun şekilde davranmaktan başka çare de yok.
Tablonun iki boyutu var. Birincisi izleyici açısından ‘seçmek’, ikincisi üretici açısından ‘yapmak’…
İzleyiciye yönelik en önemli aşama ‘bilinç oluşturmak’. Söz konusu çizgi film olunca bilinç çalışmasının hedefi ebeveynler oluyor. Çocuklara ne izleyeceğini öğretmek, o kadar da kolay değil. Daha doğrusu, siz öğretene kadar çok şeye maruz kalıyorlar zaten.
Belki en önemli görev üreticiye düşüyor. Çünkü tercih edilecek eser üretmek, çözüm açısından geniş bir yer tutuyor. Burada üretim muhatabı, yapımcılar ve yayıncılar oluyor. Bu herkesin malumu. Lakin çok da gündemde olmayan bir üretim alanı ve üretici çeşidi daha var; internet videoları…
“Kimin, nasıl internet videosu ürettiği” başlığı çok uzun. Ayrıntıya giremeyiz. Özetle geçmek gerekirse; tamamı çizgi film olmasa da çocukta aynı hissi uyandıran maket/oyuncak kullanımı ile hazırlanan videolar, yeni bir tehlike ve imkân alanı… Evet, hem tehlike hem imkân.
Youtube ağırlıklı olarak revaçta olan çocuk videoları, geleceğimizi, yani çocuklarımızı şekillendiren yeni araçlar olarak dikkat çekiyor. Şu an ciddi bir tehlike. Çünkü çocuk videosu adı altında, akla hayale gelmeyecek şeyler yayımlanıyor. Çocukların elinde filtresiz ve savunmasız şekilde kullanılan akıllı telefonlar ile her türlü video kendine izlenme alanı buluyor. “Benzerini izle” babından tavsiyeli giden ve gittikçe tehlikeli içeriğe ulaşan bu video izleme durumundan, velilerin ciddi bir kısmının farkında olamadığı görülüyor.
“İzleme evladım” demekle olmuyor. Artık çocuklar çok erken yaşlarda internetle ve sosyal ağlarla karşı karşıya… O halde, önlem almayı ihmal etmeden içerik üretmeye başlamalıyız. Çocuklarımızı kurtaracak yegâne çözüm bu…
Örnek üzerinden gidelim…
Yakın zamana kadar çizgi film izleme konusunda alternatif yoktu. Ya TRT ya da birkaç özel kanal… Oysa şimdi çocuk mecrası o kadar çoğaldı ki, ebeveynler de seçmekte zorlanıyor. Devasa bir kirlilik oluştu. Çocuklar için ciddi bir tehlike olan kirliliğe karşı TRT inisiyatif aldı ve sağlıklı içerik üretimine başladı. Piyasayı da bu şekilde yönlendirdi ve çok sayıda yerli içerik üretilmeye başlandı.
Bununla da kalmadı, TRT Çocuk, reklam alımını durdurdu. Özellikle reklam hamlesi, TRT Çocuk’u neredeyse sorunsuz bir mecra haline getirdi. Birçok ebeveyn gönül rahatlığıyla çocuğuna TRT Çocuk izletiyor, ben de öyle…
Ve istisnasız başka hiçbir mecra o kadar güvenli değil.
Yetmez Ama Evet…
Lakin, sadece TRT ile olacak iş değil. Televizyon dışında az evvel de bahsettiğim üzereinternette yeni mecralar var ve doğru içerikler üretilmezse gelecek nesillerin algı ve tefekkür dünyasına kalıcı hasar gelmeye devam edecek.
Çizgi film pahalı bir iş. Bu bakımdan ya ciddi yatırımcı ya da devlet desteği gerekiyor. Özel sektör, maalesef içerik hususunda hassas değil. Sadece izlenme sayısı ve ‘yabancı’ kabuller doğrultusunda içerik üretiliyor. Hatta içerik üretilmiyor, ithal yayıncılık yapılıyor.
İzleyiciden politika üreticiye, yapımcıdan hedef kitleye kadar herkese ciddi görev düşüyor. Hiçbiri diğerinden önemsiz değil. Fakat ciddi bir yol haritası ile sağlıklı üretim ve izleme alanları sağlanmalı.
Geleceğimizi ve hayallerimizi kimin çizeceğine biz karar vermezsek, evlatlarımızın savruluşundan başka izleyeceğimiz film kalmayacak.
-Abdulhamit Güler