Bir Güneydoğu Asya ülkesi Myammar. Resmi adı Myammar Birliği Cumhuriyeti. 7 eyaletten oluşuyor. 52 milyon nüfusun yüzde 4’lük kısmını oluşturan Müslümanlar ise, ülkenin kuzeybatısında Arakan denilen bölgede yaşıyorlar.
İlk olarak 8. yüzyılda Müslüman tüccarlar vesilesiyle İslam’ı tanır Arakanlılar. 14. yüzyıla gelindiğinde ise Arakan İslam Devleti kurulur bölgede. Kurulan bu devlet, 18. yüzyıla kadar bölgede hüküm sürdükten sonra sömürü İngiltere’sinin işgaline maruz kalır. Daha sonrasında 1948 yılında bölgeden ayrılan İngiltere, Arakan’ı Burma Sultanlığı’nın sultasına bırakır.
969 Hareketi
Arakanlıların, devletlerini yitirdikten sonra başlayan zulüm, Budist Burma yönetimi altına girdikten sonra daha da artar. Sürekli olarak din değiştirmeye zorlanırlar; fakat Arakanlılar asla dönmezler dinlerinden. Bunu hazmedemeyen zorba Budist güçleri katliamın yolunu tutarlar.
Fakat bir gerekçe lazımdır onlara. Katliamı meşru gösterecek, suçlarını örtecek, budist halkı vicdani noktada rahatlatacak bir gerekçe. Bu da ancak devreye din girdiğinde mümkün olur…
“Budanın Oğlu” diye bilinen Budist Rahip Aşin Wirathu, “969 Hareketi” diye bir öğreti ortaya atar. Bu öğretiye göre; Budist kültür daima korunmalıdır. Bu kültürün korunması önündeki en büyük engel tüm terör olaylarının sorumlusu olan Müslümanlardır.
General Ne Win Dönemi
1948 yılında İngilizlerin Arakan hakkındaki tüm insiyatifi Burma Sultanlığı’na bırakması, ardından da bu sonradan olma Budist öğreti Müslümanlara yönelik katliamları hat safhaya çıkarmış ve en son 1962 yılında General Ne Win’in askeri darbeyle iktidarı ele geçirmesiyle, Müslümanlara zulmetmek devletin resmi politikası haline gelmiştir.
1962 yılında başa geçen Ne Win, Müslümanları yok etmek adına devletin bütün imkanlarını seferber eder. Başkanlığı süresinde 20 binden fazla Müslüman öldürülür. Kadınlara tecavüz edilir, evler, camiler ve iş yerleri yaktırılır. Müslümanların bütün mal varlıklarına el konulur. Devletin resmi yayın organları, Müslümanlar hakkında yalan ve iftira atmak için kullanılır.
Öz vatanında parya
Myammar’da 100’den fazla etnik grup bulunmasına rağmen dinlerinden ötürü ikinci sınıf vatandaş konumuna düşürülen, türlü işkencelere reva görülen sadece Müslümanlar olmuştur. 1982 yılında gelindiğinde çıkarılan ‘Vatandaşlık Kanunu’nda bunu görüyoruz. Kanuna göre ‘Arakanlı Müslümanlar aslında İngiliz işgalinden sonra bölgeye yerleştirilen Bengal Müslümanlarıdır! Bundan ötürü onlara kimlik verilmeyecektir.’
Bu kararla öz vatanlarında adeta parya konumuna düşen Müslümanlar için yaşanan zulümler de dayanılamayacak hale gelince tek çare kalır, komşu ülkelere sığınmak. 1992 yılında başlar ilk göç dalgası. Başta Bagladeş olmak üzere Hindistan, Pakistan ve Suud ülkelerine doğru gerçekleşen göçler sonucunda 200 binden fazla Müslüman öz vatanını terk etmek zorunda kalır.
İkinci göç dalgası
Yaşanan göçler bir nebze olsun katliamı durdursa da kalıcı bir çözüm getiremez. Budist Rahipler gittikçe bilenir, Müslüman kanıyla beslenecek hale gelirler.
2012 yılına gelindiğinde 3 Budist Rahip, Myammarlı bir kadına tecavüz ederler ve kadını öldürüp Müslümanların yaşadığı köylerden birine atarlar. Olay Müslümanların üzerine kalır ve Müslümanlar, işlemedikleri bir suçtan dolayı cezaya mahkum edilirler. Yaşanan bu olayın ardından Budist halk Arakanlı Müslümanlara yönelik kara propaganda çalışmaları başlatır. Olaylar gittikçe şiddetlenir.
Gözü dönmüş, cani Budistler en son Hacca giden bir Arakanlı kafileyi yolda kurşundan geçirip cesetlerinin üzerine de içtikleri şaraplardan dökünce Arakanlılar için ikinci göç dalgası başlar.
Sınırda kamplar kuruluyor
Yaşanan bu ikinci göç dalgasının ardından Bangladeş’de mülteci kampları kurulur Arakanlılar için. Önceleri rahat bir nefes alsalar da, bitmeyen Budist zulmünden dolayı, Müslümanlar kamplara akın etmeye başlarlar. Bu da beraberinde temel ihtiyaç eksikliğini getirir. Mazlum Arakanlıların ölümden kaçmak için geldikleri sığınak kamplarında; açlık, susuzluk ve sağlık sorunlarından dolayı can kayıpları yaşanmaya başlar.
Anadolu Ajansı’nın vermiş olduğu son verilere göre 1 milyondan fazla mültecinin yaşadığı tahmin edilen kamplarda, ciddi bir insan kitlesinin varlığından dolayı Bangladeş hükümeti geçtiğimiz yıl yapmış olduğu açıklamada maddi imkansızlıklardan dolayı daha fazla Arakanlıyı kabul edemeyeceklerini bildirir.