Zaman bendedir ve mekan bana emanet.” Üzerinde çokça düşünülmesi gereken ifadeler. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in meşhur eserinden…
Müslümanın zaman kavramı ile derdi olmalı. Zamanın ne olduğu kadar, ne olmadığıyla da ilgilenmeli. İnsanın zamana, zamanın insana yaklaşımı ve idrak çerçevemizin oluşumu noktasında hayati derecede mühim…
Eşyanın ve arşın bilgisinin zamanda saklı olma ihtimali yüksek. Geçip gidenin, ardımızda kalanın, bize eşlik edenin zaman olma ihtimali yüksek. Zamanın bize düzenli şekilde bir şeyler anlattığı da belli.
Bu bir sır mı? Kim çözebildi? Çözülmesi gerekir mi? Zaman ile alakalı soruların peşinden koşmak sanırım sonuca ulaşmak kadar mühim.
Üstad’ın altını çizdiği husus bir yöntem esasında. Zira zaman değişir. Ruhu vardır. Bizi de değiştirir. Ruhumuzu şekillendirir. Karşılıklı bir etkileşim söz konusu. Zamandan bize, bizden zamana…
İşaretler dizisi
Meseleye bu bağlamda yaklaşan filmleri de önemsiyorum. Bunların belki de başında Yıldızlararası (Interstellar) gelir. Cristopher Nolan imzasını taşıyan film 2014 yapımı.
Gelecekte bir gündeyiz. Dünya, insanoğlunun büyük becerisi sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bilim adamları çözüm peşinde. Çözüm yöntemlerinden biri için Cooper’ı bulurlar. Cooper, eski bir bilim adamıdır. Astronottur. Teknik bilgisi ve becerisi yüksektir. Dünyanın geldiği yer ve geleceğe dair fikirleri ve derdi vardır.
Geniş mısır tarlalarında çiftçilik yaparak geçinmektedir. Amacı iki çocuğuna güvenli bir hayat sunmaktır. Onlarla yaşayan Büyükbaba Donald çocuklara göz kulak olur. Henüz 10 yaşındaki kızı Murph ise şaşırtıcı bir zekaya sahiptir. Kariyerini geride bırakan Cooper’ı bir gün işaretler dizisi bulur. Belki de Cooper işaretleri bulur. Nasıl olursa olur, Cooper, dünyayı kurtarmak için planlanan bir organizasyona dahil olur.
Hikayenin öncesi ya da sonrası çok mühim değil esasına bakarsanız. Daha doğrusu filmin sinopsisi olarak sunulan bu unsurlar detay. Hikayenin genel hatları, meselemizin detayı. Bizi ilgilendiren şey Cooper ile kızının zamanı ve mekanı aşan iletişim ağı. Bunu yapabilme yöntemlerinin bilimsel altyapısı vardır elbet. Olmalı da… Nihayetinde bilim-kurgu filmi. Ve sonuçta ne kadar uçmadan, kaçmadan mevzuda kalınırsa zaman mefhumunun hayata dahil edilmesi ve hayattan ipuçları bulunması mümkün olur.
Yıldızlararası’nda Nolan, bir yıldızlar kadrosuyla filmini güçlendirir. Matthew McConaughey, Anne Hathaway, Jessica Chastain, Matt Damon, Bill Irwin, John Lithgow ve Michael Caine gibi isimler filmin ışıltısına katkı sağlıyor. Özellikle McConaughey ve Chastain’in performansı, filmin etkili müzikleriyle birleşince unutulmaz bir etki bırakıyor.
Filmin senaryosu ‘Evrendeki Solucan Delikleri’ teorisinden ilham alıyor. Yani, zaman bize ilham olabilmek, bir şeyler anlatabilmek, kendini aşmak ve bize, zamanı aşarak idrak edebilmek için müthiş imkanlar sunuyor. Senaryo da sinemanın temel dinamiklerini etkili şekilde kullanınca, mutlaka izlenmesi gereken bir eser ortaya çıkıyor.
ABD’yi aklama projesi
Zannımca Hollywood, ABD’yi aklama projesidir. Bütün küresel projelerin öncüsü, yönlendiricisi, manipule edicisidir Hollywood. Bu sebepten Hollywood’dan çıkan her filme şüpheyle yaklaşırım. Yıldızlararası’nı da bu önyargı ya da savunma mekanizması ile izlemek gerek. Fakat nasıl izlersem izleyeyim, Yıldızlararası sinema tarihinin en önemli yapımları arasındadır.
Zamanın kimde olduğu, mekanın kime emanet edildiğine dair güncel algımızın, zamanı aşan ve öncüsü olabilecek eserlere yol açabilmesi gerek. Sinema, kitlelere ulaşmanın en etkili araçlarından biri olarak zamanı algılamamıza hizmet etmeli.
-Abdulhamit Güler