Türk Edebiyatı’nın en eski ve en önemli metinlerinden biri olarak görülür Divan-ı Hikmet. Yazarı olarak her ne kadar Ahmet Yesevî ismi geçse de, o dönemlerde (12. yüzyıl) şu an anladığımız yazar-kitap-okur üçgeni yoktu. Hele bunun gibi hikmetli sözler içeren eserler çoğunlukla eser sahibinin vefatından sonra bir araya getirilirdi. Konfüçyüs’ün Seçme Konuşmalar’ı gibi.
Ahmet Yesevî, etrafında müritlerle bereketli bir hayat yaşamış önemli tasavvuf büyüklerinden. Ağzından çıkanlar sevenleri tarafından önce parça parça kaydedilmiş, vefatından sonra da eklemeler yapılarak bir araya getirilmiş. Bize en son ulaşan hali ise çeşitli değişikliklere uğraşmıştır.
Divan-ı Hikmet, Türklerin İslam ile şereflenme sürecinde çok kilit bir role sahip. Öncelikle bunun altını çizmek gerekiyor. Dörtlükler ve hece ölçüsüyle yazılmış, manzum ahlak kitabı diyebiliriz kendisi için. Kitap boyunca Allah aşkı ve Peygamber sevgisi temaları öne çıkıyor. Anadolu İrfanı dediğimiz şeyi mayalayan ilk örneklerden biri olarak önümüzde duran bu eserin güncelliğini koruyor oluşu, Ahmet Yesevi ve dostlarının ruhani tasarrufunun bu topraklar üzerinde çok uzun zamandır devam ettiğini de bizlere hatırlatıyor. Çünkü onlar milletimizi tasavvufun engin dünyası ile tanıştırdılar. Türkçeyi daha da güzelleştirdiler.
Pek çok yayınevinden baskıları bulunan Divan-ı Hikmet’in H Yayınları’ndan çıkan edisyonunu tavsiye ederiz. Diyanet’in ve Türk Dünyası Vakfı’nın Yayınları da iyidir. Özellikle Türk Dünyası Vakfı’nın Arapça, İngilizce, Kırgızca, Kazakça, Boşnakça gibi dillerde yaptığı çalışmalar çok çok kıymetli.
Yüzyıllardır tekrar tekrar okunan bu eser, Ahmet Yesevî’nin şahsında, Horosan Erenleri diyebileceğimiz o güzel topluluğun ibretlik hikayelerini ve dünyayı nasıl anladıklarını yeniden düşünmemize kapı aralayabilir.
(Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi, Hazırlayan: Dr. Hayati Bice, H Yayınları, 416 sayfa, 1. Baskı Aralık 2015)
-Yusuf Temizcan