Milli şairimiz, her daim gurur kaynağımız Mehmet Akif Ersoy’un en kıymetli eseri kuşkusuz Safahat. Bu topraklarda yaşayan herkesin ömründe en az bir kez okuması gerektiğini herhalde söylemeye gerek yok. Yakın tarihimizin en büyük şairi olması bir yana yerli fikriyatın da öncüsüdür Mehmet Akif. Şiir dili ve tarzı edebiyatımızda yeni bir çığır açmış, fikri hayatımıza derin tesirleri olmuştur. Milli Mücadele döneminde takındığı tavır ise ayrıca takdire şayandır.
Safahat kelime anlamı olarak hayatın değişik yüzleri, görünümleri anlamına geliyor. Safahat’ta; Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım ve Gölgeler bölümleri yer alıyor. İstiklal Marşı’na kitapta rastlamıyoruz çünkü Akif, İstiklal Marşı’nı milletine ve kahraman orduya hediye ettiğini söylüyor. Kendine ait görmüyor yani. Akif’in şiirleri genel anlamda düzyazının şiir biçimine girmiş formattadır. Özellikle eser içindeki Asım bölümünü tekrar tekrar okumak gerekir.
Safahat, 1911 ile 1933 arasında Akif’in yayımladığı yedi şiir kitabının ilk defa 1943’te tek bir kitap halinde toplanması ve Latin harfleri ile basılması sonucu oluştu. Kitap bugün onlarca farklı yayınevi tarafından yine onlarca farklı edisyonla raflarda duruyor. Kimi sadeleştirmeyi, kimi sık kullanılmayan kelimelerin anlamlarını dipnot ile ifade etmeyi seçmiş durumda. Kimisi de hiç dokunmadan aynen yayınlamış. Bendeniz, eğer ulaşabilirseniz Diyanet Vakfı Yayınları’nın prestij baskısını edinmenizi öneririm. Ertuğrul Düzdağ Hoca’nın hazırladığı bu çalışma gerçekten çok çok iyi. Bunu bulmakta zorlanırsanız yine Ertuğrul Hoca’nın elinden çıkan Kapı Yayınları neşrini edinebilirsiniz. Akif’in Safahat’a almadığı şiirleri de bu eserde karşınıza çıkıyor.
(Safahat, Mehmet Akif Ersoy, Hazırlayan: M. Ertuğrul Düzdağ, Diyanet Vakfı Yayınları, 542 sayfa, 9. Baskı Şubat 2013)
-Yusuf Temizcan
