Hayatın sesini kısmadığımız için
Duymuyorduk sessiz gözyaşlarını.
Kara zift yağmur üstümüzde furya,
Tenteler sonuna kadar açık iken.
Biz hatırlamadık yağmur duasına çıkanları.
Hatırlamadık kavruk izli çocukları.
Susarak bıraktığımız kımıl kokan iz,
İçe uzak nefretimiz,
Kınamalarımız samimiyetsiz heves,
Dudaklarımızdan dökülen
Günübirlik bir hece bir ses.
Biz ihanet ettik çıktığımız yokuşlu yollara.
Çemenli güllere bulutsuz havalara.
Husileri görmedik dumanlardan.
Şeritlerle ayırdılar bizi ses etmedik.
Çekmedi dikkatimizi
Dünyanın üstündeki saçı tozlu bebekler.
Göremedik dünyaya dalmaktan
Kime çevrilmiş bizdeki mavzer.
Kimdir parlak küreler etrafında toplanmış
Cinnet geçiren obur maskeler, bilemedik
Ah yemen! senle de bilenmedik.
Senle de ahdimiz yarım.
Artık bitsin bu firak halimiz hemen.
Artık bitsin bu helak halimiz, bu yıkım.
Kasırgan omuzlarımıza gelmeden
Bulutlarından düşsün üstümüze tenin.
Ve hatırlatsın ortak düşümüzü
Kutsi boyadan tanen.
-Muhammed Yusuf Kırıkçı