Değişimin Sahibi Sen Ol

İnteraktif Hafızalı Gençlik

1.03BinOkunma

İnteraktif Hafıza, organik hafızaya karşı bir tehdit mi? Uyum içinde çalıştırılabilirlerse ne gibi avantajlar ortaya çıkar? Şeklinde bazı sorular sorarak yol almak, öyle zannediyorum ki daha isabetli neticelere ulaştıracaktır…
“İnteractive Memory” yani “Aktif Geçişli Hafıza” olarak ifade edilen bu bilgiyi depolama faaliyeti modern çağın getirdiği en önemli kolaylıklardan biri elbette. Yani arama motorlarıyla ulaştığımız siber dünyadaki bilgi yığınlarından bahsediyorum. Bu bilgi yığınlarına ulaşma kolaylığı bir yandan da doğal düşünme yöntemimizi tehdit ediyor diye düşünüyorum. Çünkü dış hafıza olarak değerlendirdiğinizde bu depolama yöntemiyle felsefî bir bakış açısına ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Bilginin ilme dönüşmesi için bir beynin içerisinde karşılaştırmalara, bu sayede de yeni anlam üretimlerine fırsat vermesi gerekir. Oysa internet ortamındaki faaliyet sadece bilgi yığınlarından pasif bir zeminde ve ihtiyaç kadarını kullanıp işi neticelendirmektir; üzerinde tefekkür edilmeyen bir bilgi aktarımından ibaret olarak…
İnteraktif Hafızanın insandaki en belirgin yanlarını ifade edebilmek için bazı örnekler faydalı olabilir.
Mesela:
– “Offline” olduğunuzda yani internetten ayrı kaldığımızda en basit şeyleri dahi hatırlamakta zorlanıyorsanız…
– Aklınıza kitaplar ve kütüphanelerden ya da kendi hafızamızdan önce “arama motorları” geliyorsa…
– “Eskiden onlarca telefon numarasını ezberimde saklayabiliyordum, şimdi ise bir taneyi bile hafızama yazarken zorlanıyorum” diyorsanız vs.
Bu sorunların/soruların cevabını artık farklı bir bakış açısıyla aramalısınız… O da, artık hafıza ve zekâ ilişkisinin, internet çağıyla birlikte değiştiğidir. Çünkü bir problem ya da durumla karşılaştığımızda gerekli olan bilgiyi, kitaplardan önce artık entegre olduğumuz “online” sitemler üzerindeki “hafıza”yı kullanarak elde ediyoruz…

Ortak Hafıza
Ortak hafıza kullanarak bilginin kaybolmasını engelleyen arılar ve karıncalardan ilham alan üç psikolog (Harvard Üniversitesinden Daniel M. Wegner, Kolombiya Üniversitesinden Betsy Sparrow ve Viscasın Üniversitesinden Jenny Liu) bir araya gelerek, “Google’ın hafıza üzerindeki etkileri (Google Effects on Memory)” üzerine bir çalışma yaptılar. “Science” Dergisi’nde yayınlanan bu çalışma, insanların artık kendi hafızaları yerine “ortak hafıza olan Google” gibi bilgi kaynaklarını kullandıklarını ifade ediyor. Bilgiye ulaşmadaki kolaylıklar ise yeni neslin, bilgiyi zihnine yük olarak görmesine sebep oluyor. Bu da, “Neden beynimi yorayım ki nasıl olsa internet var” anlayışını ön plana çıkarıyor. “Değişimin dili”yle söyleyecek olursak, “Artık böyle olması mı gerekiyor?”

Kendi Çağının Gençliği
Bu değişimin fark edilmesi, “Y” Kuşağı denilen, dijital çağ çocuklarını, onun ardından gelecek olan “Z” Kuşağını anlamada çok daha kolaylık oluşturacaktır. Bu kuşakları anlamak için onların yaşam boyutlarını iyi algılamak ve empati kurmak gerekir. Fakat günümüzde genellikle bu kuşakları anlamak yerine, kendi doğrularımız üzerinden onlarla savaşmayı seçiyoruz. Bu yazı, ümit ediyorum ki anlamlandırmaya hizmet ederek çatışmaları da azaltır.
Sonuç olarak şunları ifade etmek gerekir. Öncelikle yaşanan bu değişimin çok iyi okunması, beraberinde getirdiği sosyolojik, psikolojik, sosyal psikolojik, ekonomik ve siyasi zihniyet değişimlerinin iyi algılanması gerekir; bunlara ilave olarak bilginin arşivlenmesi, eğitimde izlenecek yol ve yöntemlerin gözden geçirilmesi de tabi.
İnteraktif Hafızanın felsefi düşünme biçimini tehdit etmesi elbette önemli bir sorundur. Fakat zihni ve organik hafızayı geliştirmiş bilgiye ulaşmada usul ve yöntemini oturtmuş olanlar için ise yedek bir hafıza olarak son derece önemlidir; hem bilgi alırken hem de ürettiğini paylaşırken…
Her türlü bilginin “ortak kullanıma” sunulduğu, her kademeden insanın da bu bilgilere aynı yolları kullanarak rahatlıkla ulaşabildiği bu yeni “sosyal hafıza sistemi” bilginin kaybolmamasının veya dar bir çerçevede kalmamasının da yolunu açmıştır. Çünkü “Toplumsal hafıza bireysel hafızadan daha fazlasını temsil eder.”
Tarihin hiçbir döneminin barındırmadığı kadar bilgiyi ve değişimi içinde barındıran bu modern dijital çağ her birimiz için zor olsa da, içinde barındırdığı fırsatlar ve bilgi zenginliğiyle bir ilham kaynağıdır aynı zamanda…

İsmail Öz