Öne ÇıkanlarOruç Bize Ne Diyor?Salih Eğridere

Ramazan Bambaşkadır

1.19BinOkunma

Kuran, Ramazan ve oruç, birbiri ile bağlantısı bakımından muhteşem bir sürecin başlıklarıdır. Rabbimiz, kelamının insan ile buluşma vaktini Ramazan ayına has kılmıştır. Bu zaman diliminin değerli, diğer aylardan daha faziletli olmasının sebebi, Kuran’ın Ramazan ayında indirilmiş olmasıdır. Kitabımızda Ramazan ayının zikredildiği tek yer olan Bakara Suresinin 185. ayetinde bu gerçek ifade edilmektedir. Öte yandan ayet tamamlanırken, bu ayda Kuran’ı kullarına lütfetmesi gereği bir şükür vesilesi olarak oruç ibadetinin emredildiği görülmektedir. Neticede ortaya çıkan tablo şudur: Ramazan, Kuran ayı olduğu için farklıdır. Oruç da bu farkı görenlerin, Allah’ı yücelttikleri ibadetidir.

Orucumuz, tam bir şükür göstergesidir. Kulluğumuzun en canlı uygulamalarından biridir. Bilinçli bir şekilde meşru isteklerimizi terk ettiğimiz, kendi irademizle diğer zamanlarda serbest olan eylemlerden gün boyunca uzak kaldığımız, ciddi manada aktif ve olumlu bir tutum sergilediğimiz ibadetimizdir. Namaz, zekat ve hac gibi, bazı fiilleri yerine getirerek değil de hayatın devamı için zorunlu olan birtakım hususları, kulluk şuuruyla bir süreliğine bırakarak ifa edilmesi bakımından orucumuz başkadır, farktır; oruçlular farklıdır.

Bir yıllık enerji

Orucumuz, bir sene yetecek büyük bir enerjiyi barındıracak olan “Rabbanî” farkımızdır. Otuz gün boyunca şehvetlerin, azgınlıkların, zevklerin disipline edildiği Ramazan orucumuz, on bir ayın düzenleyicisidir. Oruç, istikrarlı bir şekilde mide, el, dil ve belle birlikte tutulan bir aylık ibadet olduğunda bir sonraki Ramazana kadar kinetik bir etki oluşturacak potansiyeldedir. Rabbimizin yılda sadece bir kez, bir ay süreyle orucu emretmesindeki sırları tefekkür ettiğimizde karşımıza bu hikmet çıkmaktadır.

Orijinal kamp

Kullarına her buyruğuyla bir fayda sağlamayı dileyen Rabbimizin oruç emrindeki hikmetlerini düşündüğümüzde Ramazan ayı orucumuzun, tam bir kamp iklimini temin ettiği de açıkça görülmektedir. Bizi keyiflere kul olmaktan çıkarıp Allah’a kul olmanın lezzetini hissettirmesi cihetiyle orijinal bir eğitim programı olduğu her akıl sahibinin idrak edebileceği bir hakikattir.

Allah’a tam bir bağlılık göstermek, nefsi azdırıcı duygulardan arındırmak, kulluğun doruk noktalarına doğru yol almak ancak orucun devrede olduğu fıtratlarda sağlanabilmektedir. Mevcut alışkanlıkların dizginlenmesi, birtakım isteklerden nefsin alıkonulması, oruç dışında hangi ibadetle doğrudan gerçekleştirilebilir? Mümin insanın gücü yettiği halde yeme, içme ve cinsel arzularını tatmin etme fırsatı bulmasına rağmen sadece Allah rızası için bir müddet terk ettiği bu ihtiyaçları yüzde yüz bir nefs eğitimidir.

Aklın şehvete zaferi

Orucumuzda ruhun maddeye, aklın şehvete karşı zaferi vardır. Orucumuzun beden sağlığının terbiyesinden önce ruh yapısının gelişimine büyük katkısı vardır. İşte bu durum hayvanlardan daha aşağı seviyeye düşmesi muhtemel insanı, meleklerden daha üst seviyeye çıkartma fırsatıdır.

Orucumuz, alışılmış hayata karşı konulan güçlü bir tepkidir. Nefse karşı sabretmeyi öğütleyen mücadele mantığıyla her türlü vesveseye direnmeyi öğreten irade eğitimidir. Gözün çıkarmak istediği zevkli ışınlara, dilin söz söylemeye dayanılmaz cazibesine, kalbin içine yerleşmeye çalışan nefrete karşı kalkandır.

Doğal eşitlik

Orucumuzun getirdiği faydalardan biri de nimetlerin kıymetini hatırlamaya vesile olmasıdır. Tokluğun ve suyun ne anlama geldiği oruçla daha iyi anlaşılmaktadır. Bununla birlikte orucumuz, toplum içinde fakir ve zenginin aynı hayati hisleri yaşaması açısından doğal bir eşitlik oluşturmaktadır. Böylece refah içinde yaşayanlar, bir ihtimal, muhtaç insanların halinden haberdar olacaklardır.

Ramazan programı

Toplu olarak bakıldığında orucumuz, bizleri tüm yönleriyle takva elbisesini kuşanmaya kilitleyen bir ibadettir. Nitekim Rabbimiz orucu kendisine daha çok yaklaşmamıza vesile olsun diye emretmiştir. An itibariyle takva bilinci ile yaşamamızın anahtarı olmaya namzet bir Ramazan programı planlamak ve icra etmek bizi hedefe götürecektir.

Allah’ın bizi izlediğini hissederek bizim de O’nu görüyormuşçasına hareket ederek ihya edeceğimiz bir Ramazan istiyorsak şu adımları takip edebiliriz:

  • Ramazan boyunca sosyal medyaya ara verelim. Sanal alemde de oruç tutalım. Böylece doğal hayatın tadına varalım.
  • Bizi ilgilendirmeyen hiçbir işe burnumuzu sokmayalım. Tartışmayalım, tartıştırmayalım. Hele dinimiz ile alakalı konuları hiç tartışma malzemesi yapmayalım.
  • Dilimizin orucunu yemek borusu orucundan öncelikli bilelim.
  • Şova dönüşmüş iftar aktivitelerinden uzak duralım.
  • Sadece dar alanda en yakınlarımız ve garibanlar ile iftar sofrasına oturalım.
  • Az yiyelim, Ramazan’ı kilo almadan geçirelim.
  • Sınavdan dolayı oruç bırakmayı aklımızdan bile geçirmeyelim.
  • Mukabeleye gitmek yerine her gün bir cüz Kuran okuyalım.
  • Farz namazlarını camide kılma hedefi koyalım. Özellikle sabah ve yatsı hep böyle olsun.
  • Teravih namazını ihmal etmeyelim. Kılacağız diye de oyuncak haline getirmeyelim
  • İftar vakti başta olmak üzere dilimizi dua ile ıslak tutalım.
  • Son on güne ayrıca önem verelim. İbadetleri artıralım. Kadir gecesini o zaman diliminde arayalım.  Sakın tek geceyle daraltmayalım.
  • Ahiret endişesi ile yaşama hedefi için mutlaka nefs muhasebesi yapalım. Günahlarımızı, kabri, mizanı, sıratı düşünerek sayısız istiğfar edelim.
  • Ve unutmayalım ki esas mesele Ramazanı korumaktır. Orucun sağladığı atmosferi muhafaza etmek asıl kulluğumuzdur.

Salih Eğridere