Hürriyetini Göğsünde Taşı!Mustafa ŞenÖne Çıkanlar

Hürriyet Mi Dedin?

1.5BinOkunma

Nedir hürriyet ey okur?

Kağıt üzerinde hürriyet yazması mı, hukukî olarak hür denilmesi mi, siyasî olarak hür olunması mı, idarî olarak hür kabul edinilmesi mi?

Hatta; hukukî, siyasî ve idarî olarak hür olmanın yanında, bir de müstakil olmak mı hürriyet?

Hürriyet mi dedin ey okur?

Nedir ki hürriyet; sen sen olmadıktan sonra, sen sana inanmadıktan sonra, sen sana güvenmedikten sonra, sen sana dayanmadıktan sonra…

Hukukî, siyasî ve idarî bir olgu olmaktan önce seninle, varoluşunla, özünle, bilincinle, yüreğinle alakalı bir şeydir hürriyet…

Kendi kalıbını kendi kalbinle ayakta tutmaya olan inancındır hürriyet…

Kendi dizlerinin üzerine durabileceğine güvenmendir hürriyet.

Ama kendi dizlerinin üzerine durabileceğine olan güveninden önce, dizlerinin varlığına inanmandır hürriyet…

Ayaklardaki, boyunlardaki, ellerdeki zincir kırılır, o kolay…

Ya zincir yüreğindeyse, ya zincir zihnindeyse; en kötüsü, o zinciri oraya sen taktıysan, nedir hürriyet?

Hürriyet mi demiştin ey okur?

Hürriyet, senin sen olmandır; varlığını, varoluşunu, özünü ortaya koyman; kendini, derdini, davanı bilmendir.

Sen, sen misin; ben varım diyor musun; özünün farkında mısın, özgüvenin var mı; derdinin derdinde misin, davanın farkında mısın, ben yaparım diyor musun?

Türk Dil Kurumu’nun ürettiği (uydurduğu diyenler de var) bazı kelimeler hoşuma gitmez evvelden beri ama bazıları var ki, gerçekten çok güzel ve çok iyi.

Onlardan biri hiç şüphesiz özgürlük kelimesi: Öz, özgür, özgürlük; yani özün gür olması, özün gürleşmesi, kim bilir belki de gerekirse özün gürlemesi…

Hürriyet de bu kardeş kelime dağarcığında özün ortaya çıkması, gürleşmesi, gür olması ve gerektiğinde gürlemesi demek.

İşte tam buradan soruyorum: Özün gür mü ey okur? Özün gür mü?

Hürriyet, özgürlük özünü ortaya koyman demektir; özünü ortaya koydun mu?

Özgürlük ben varım demektir. Özgürlüğüne, yani varlığına, yani sana kastedenlere karşı özün gürledi mi?

Özgürlük, eğer meydanına kasteden varsa meydana çıkmak demektir, meydan okumak demektir, meydanı ona dar etmek demektir ki, o meydan bazen şehitler yurdu olan ülkendir… Meydanına kastedenlere meydanı dar ettin mi, yani ülkene kastedenlere ülkeni ve dünyayı dar ettin mi?

Özgürlük rest çekmek, adeta gürlemek demektir; senin özgürlüğüne değer vermeyene, özünün ortaya çıkmasına rıza göstermeyene, özünün gürleşmesine karşı çalışana gürledin mi?

Özgürlük dik durmak demektir; kişi olarak dik durmak, millet olarak dik durmak, ülke olarak dik durmak demektir; dik duruşunu sorguladın mı, tam olması gerektiği gibi mi?

Özgürlük onu hak etmek demektir, yani özgürlük bedel ödemek demektir; bir başka ifadeyle özgürlük, insana bedelini ödetir; özgürlüğü hak ettiğini düşünüyor, kendini bedelini ödemeye hazır hissediyor musun?

Bir de şu var ey okur!

Özgürlük, özgürlüğüne karşı gelene karşı varlığını; seni özgür yaratana karşı ise hiçliğini ortaya koyman demektir; seni özgür yaratana karşı hiçliğini ortaya koydun mu?

Özgürlük senden kurtulman demektir; kendinden kurtulma yollarında kaç fersah mesafe aldın?

Özgürlük ‘seni’ bilmen ve ‘seni’ bilip Rabbini bilmen demektir; bu irfan vadisinde nerelerdesin?

Yani, özgürlük seni özgür yaratan Rabbine kul olman ve sair her şeyi kenara koyman demektir; malı, mülkü, parası, iktidarı, kralı, imparatoru, makamı, mevkii, şanı, şöhreti vs. ile her şeyi kenara koydun mu; bir başka söyleyişle, dünyayı kalbinden çıkardın ve özünü dünyadan özgürleştirdin mi?

Bu, bir tür “terk-i dünya, terk-i ukba, terk-i hesti, terk-i terk” demektir; terkin neresindesin, hiç muhasebesini yaptın mı?

Özgürlüğün akleden kalbindir aslında; bu senin, yalnızca senin hürriyetin, yani senin özgürlüğün, yani özünün gürlüğü; iyi düşün taşın, iyi hesap et, iyi tefekkür et…

O didar-ı hürriyet efsunkardır, doğru; ama asıl efsun sensin, bunu sakın unutma…

Mustafa Şen