Bir gün bir bedevi Peygamberimizin (sallallahu aleyhi vesellem) yanına gelerek ona şöyle bir soru sordu: -Ey Allah’ın Resulü! Diyelim ki bir kimse ganimet elde etmek için savaşıyor. Bir başkası insanlar tarafından kendisinden bahsedilsin diye savaşıyor. Bir diğeri de ne kadar cesur olduğu görülsün diye savaşıyor. Bunların hangisi Allah yolunda sayılır? Allah Resulü (sav) şöyle cevap verdi: -(Bunların hiçbiri Allah yolunda değildir.) Her kim ki Allah’ın sözü (ve davası yeryüzündeki) en üstün söz (ve dava) olsun diye savaşıyorsa işte o kimse Allah yolundadır.” (Buhârî, “İlim”, 45; Müslim, “İmâre”, 149) Bu hadis, dünya imtihanımız için öyle önemli hususları anlatıyor ki… Bir kimse bu hadisin mesajını doğru anlasa, o kimse imtihanda başarılı olmak adına en önemli adımı atmış sayılır.
Ne anlamalıyız?
1. Şuurlu bir Müslümanın bu hayatta bir davası ve ideali vardır. Müslüman onun için yaşar, bütün hayatını ona göre ayarlar, varlıkları ve olayları hep ona göre değerlendirir. Müslümanın bu hayattaki en büyük ideali, hayali, rüyası, gayesi “Allah’ın sözünün yani davasının (yani İslam’ın) en üstün olması”dır. Şuurlu bir mümin bunun rüyasını görür, adımlarını buna göre atar, planını buna göre yapar. Bu dava ve ideale alternatif olabilecek hiçbir şeyi olmaz. Mümin için şahsî ikbal ve istikbalin bir önemi yoktur. Mümin için servet, şöhret, kasa-kese, mal-mülk hiçbir zaman bir ideal değildir. 2. Eğer bir mümin “Allah’ın sözünün en üstün olması” davasını kendi hayatının en büyük ideali olarak bilmiyorsa o müminin imanı kemale ermemiştir. Eğer bir mümin adımını atarken “Bu adımım Rabbimin sözünün en üstün olmasına etkisi ne olur?” diye düşünmüyorsa o eylem eksiktir. Bir kimse neyi başarmış olursa olsun eğer yaptığı fiil ve eylemin ardında “Allah’ın sözünü en üstün kılmak” yoksa o fiil boşa çekilmiş bir emek ve yorgunluktur. 3. Günümüzde bizleri bekleyen en büyük tehlike dünyevileşme tehlikesidir. (Maalesef bu bir tehlike olmaktan çıkıp hakikate dönüşmüştür.) Bir mümin için en büyük tehlike bu hayattaki dava ve idealini kaybetmesi, Rabbi için değil, nefsi için yaşamaya başlamasıdır. Oysa Rabbimiz, kendi elçisine şöyle demesini emretmişti: “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am, 162) 4. Günümüzde pek çok kimse ilk bakışta dine hizmet mahiyetinde bir takım faaliyetler yapıyor. Kitap yazıyor, ders veriyor, sosyal medya ortamında yazılar kaleme alıyor, vaaz ve irşatta bulunuyor, Kuran eğitim ve öğretimi yapıyor. Eğer bu faaliyetlerin gerisindeki amaç dünyevî kazanç elde etme, şöhret olma, öne çıkma, insanların kalbini kendisine meylettirme olursa bu faaliyetlerin hiçbirisi “Allah rızası için” yapılmış olmaz. Bunların tümü şahsî ve nefsanî arzuları tatmin için yapılmış olur. Böyle faaliyetlerin ilk bakışta alkışlayanı, yandaşı çok olsa bile etkisi saman alevi gibi kısa sürelidir. Bereket ve hayırdan yoksundur. Allah için yapılan bir faaliyet ise yandaşı, destekçisi, arka çıkanı ne kadar az olursa olsun kalıcıdır, bereketlidir. 5. Müslüman ve müminler olarak yeni nesillerimizi eğitirken onları Hakk olan dava şuuru ve bilinci ile eğitmemiz gerekir. Onların önüne “Allah’ın sözünü en üstün kılma” idealini en büyük hedef olarak koymalıyız. Gençlerimizi bireysel kariyer, zenginlik, şöhret gibi amaçlara değil; milleti, ümmeti ve insanlık için hayırlı işler yapma bilinci ile donatmalıyız. “Falanca liseye/üniversiteye giderse kolay iş bulur, çok para kazanır, ünlü olur!” gibi beklentiler yerine “Acaba hangi okulda okursa Allah’a iyi bir kul, Resulüne iyi bir ümmet olur? Allah’ın sözünün en üstün olması için gayret gösterir?” diye düşünmemiz gerekir. Çocuklarımıza böyle bir ideal ve dava şuuru kazandırmadığımız takdirde bütün eğitim ve öğretim faaliyetleri sonucunda elde edeceğimiz şey bir “kifayetsiz muhterisler ordusu” olur. Tek amacı dünya olan, kariyer peşinde koşan, servet ve şöhreti amaç edinmiş olan, mazlum ve mağdur durumda olan din kardeşlerinin acısı ve sızısını yüreğinde hissetmeyen his yoksulu muhterisler ordusu… Rabbimiz, atacağımız bütün adımları kendisinin rızasına uygun eylesin. Bizleri kendisinin sözünün en üstün olması için gayret gösteren salih kullarından eylesin