İslam’ın eğitim esaslarına kısaca değinmek istiyorum. Umulur ki faydadan uzak kalmaz.
Tanımlamalar hoş şeyler değildir, bazı sınırlamalar getiriyor; ama eğitimi şöyle algılayabiliriz: Eğitim, Allah tarafından insan fıtratına potansiyel olarak konan yetenekleri, hayat boyu geliştirme ve olgun insan -insan-ı kâmil- yapma sürecidir. Diğer sistemlerin ne yapıp ettiklerine bakmadan –çünkü yerimiz dar- İslam’ın eğitime bakışını çok öz olarak anlatmak istiyoruz.
İnsan, yaratılan varlıktır ve Allah’ın kuludur. Geçici bir hayatla sınırlıdır ve dünyada kaldığı süre içerisinde yapıp ettiklerinin değerlendirileceği bir ahiret hayatı vardır. (Ölçme ve değerlendirme olmadan eğitim olmaz.) Öte dünya sonsuzdur ve orada “Cennet-Cehennem” vardır. Dünyada yapıp edilenlerin ölçülüp değerlendirilmesinden sonra cennet veya cehenneme gidilecektir. Allah, kimseye zulüm etmeyecektir, herkes çalıştığı kadar notunu alacaktır. Bu bağlamda insanlara çalışıp sınıflarını geçebilmeleri için Kitap (Kuran) göndermiştir. Onunla da bırakmamış, Kitap’ı bize aktaran ve (yaşayarak) anlatan aramızdan bir Muallim (Peygamber) seçmiştir. Böylece herkes neyin iyi ve kötü olduğunu bilebilme özgürlüğünü elde etmiştir.
İslam, (kısaca) şu eğitim esasları üzerinde kurulmuştur:
1.Esas: Tevhid
Olmazsa olmaz esastır: “Allah tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle çarpar; ama Allah’tan başka putlar anıldığı zaman hemen yüzleri güler.” (Zumer Suresi, 45) Bir insanda “Tevhid” inancı gelişmemişse o, kendini de tanıyamayacağından, ne kendisine ne de kendi dışındakilere faydalı olabilecektir; çünkü “Nefsini bilen, Rabbini bilir.”
Çocuğa önce Allah kavramı, O’nun birliği inancı verilmelidir ve böylece çocuk hem kendisiyle, hem de Allah ile tanıştırılmalıdır. Eğitimin temel amacı, ona Allah’ı tanıtmak olmalıdır. Sonra beşeri putlar, (Her dönemin putu farklı farklıdır.) gösterilmelidir. Böylece kıyaslama imkanı doğacaktır.
Tevhidin gerekleri de unutulmamalıdır:
A-“İbadet ve itaat”
En başta gelen gereklerdendir. Ana arterlerden cereyan geçiyor; ama evde mumla oturuyorsan, olmaz. Evin içine de cereyan alınmalıdır.
B- “Yalvarmak ve yardım dilemek”
Allah’tan başkasından yalvarılmayacağı duygusu verilmelidir. Bu duygu insana izzet-kişilik kazandırır. “Allah’tan başkasına yalvarma; öyle yaparsan şüphesiz zalimlerden olursun.” (Yunus Suresi, 106)
C- “Allah’ın her şeye hakim olduğu fikrini vermek”
Böylece dayanak Allah olur ve O’ndan başkasından korkulmaz. Hayatın tüm safhalarına Allah hakimdir. “Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek Allah’a aittir.” (Şûrâ Suresi, 10) “Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerdir.” (Mâide Suresi, 44)
2.Esas: Ahiret-Öldükten sonra dirilmek
“İnsan kendisini bir nutfeden (meniden) yarattığımızı görmez mi ki, hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da, ‘Çürümüş kemikleri kim yaratacak?’ diyerek bize misal vermeye kalkar. De ki: ‘Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir.” (Yasin Suresi, 77-79)
Ahiret inancı çok önemlidir. İnsan, hayatının bir sınav ve yaptıklarından da Allah’a karşı sorumlu olunduğunu düşünmezse, eğitilmiş (arif) olmaz. Olsa olsa dünyayı kana bulayan veya kana bulama duygusunu bir habis ur gibi içinde saklayan “okumuş birey” olur. “Okumaktan mana ne? Kişi, Hakk’ı bilmektir.” Ahiret duygusu, insanın içinde biriken olumsuzlukları gevşeten, yok eden, rahatlatan bir duygudur. İnsan fıtratının sonsuzluk yolundaki yolculuğunun önünü açan kapıdır.
3.Esas: Ahlak Eğitimi
“Kişiye ve onu şekillendirene, sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki, kendini arıtan saadete ermiştir. Kendini fenalıklara gömen de ziyana uğramıştır.” (Şems Suresi, 7-10)
Belki de bugün en çok muhtaç olduğumuz esaslardan biri de budur; her yerde ahlaki bir zafiyet yaşanmaktadır. Ahlak, kuru kuruya bir şey değil, bilakis bir eylemdir ve bu eylem hayatın tümünü kucaklamalıdır. “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Kuran-ı Kerim’de, insanı cehalete ve günah işlemeye sürükleyen ahlaksızlıkların ana sebepleri şu şekil – de açıklanmıştır (özetle):
“Körü körüne geçmişe bağlılık, (saptırıcı) önderlere itaat, kibir, dünyevi mevki, nefs ve zan, Hakk’a muhalefet, dinin dünya hayatını çekilmez yaptığı düşüncesi.”
Ahlaki davranışlar olarak da şunlar öğütlenmektedir:
“Adalet ve iyilik severlik, infak, emanete sahip çıkmak ve verdiği sözü tutmak, Allah’tan sakınmak ve faziletli olmak, iffet ve haya, doğruluktan ayrılmamak, eşitlik ve kısas, cömertlik ve bağışlayıcılık, itidal (orta yol).”
4.Esas: Risalet, Peygamberlik
Bütün bu sayılanları bize bildiren, öğreten; bizi Allah’a, sonsuz mutluluğa çağıran, bizi bizden daha iyi tanıyan ve seven, şefkatli, merhametli, “Yaşayan Kuran” olan Hz. Peygamber’in tanıtılması, O’nun yaşadığı hayatın model alınması, İslam eğitiminin temel esaslarındandır.
5.Esas: Hilafet
İnsan, dünyada Allah’ın halifesidir ve çok kıymetli bir varlıktır. Onun bu kıymetinin, yine kendince korunması gerekmektedir. O, Allah’ın yeryüzündeki temsilcisidir ve O’nu iyi temsil etmelidir.
Bütün bunların gerçekleşmesi için metotlu, ehil kişiler muallim/ öğretmen olmalıdır. “Onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle.” (Nisa Suresi, 63)
İslam eğitiminin temel hedefi, dünyaya gelen insanı geliştirmek ve onu bozmadan Rabbinin huzuruna çıkarmaktır. İnsan çekirdek gibidir; toprağa düşer, çatlar, ağaç olur, meyve verir. Ne güzel. Fakat meyve veremeyen (yarı yolda dökülen) de vardır; işte onlar ateşe odun olur.
Aslolan bütün insanlığın kurtuluşunu istemektir. Merhamet sadece merhemle olmayabilir; hastayı ameliyat etmek de bir başka merhamettir.