İnançsılık Hastalığı

Yedi Yönüyle Zayıf İnsan

1.19BinOkunma

Sosyolojik ya da bireysel meselelerde zihinsel bir bulanıklık meydana geldiğinde yapılması gereken en önemli şey -tabiri caiz ise- insanı fabrika ayarlarıyla yeniden keşfetmektir. Bunun için de en doğru adres insanı yaradan Rabbimizin, onunla ilgili söyledikleridir. O (cc), insanın hem güçlü hem de zayıf yönlerini bize haber veriyor. İnsana yakışan; elbette ruhunu yüceltmek, erdem sahibi olmaktır. Lakin zaaflarımızı bilmeden, onları tamir etmeden bunu oluşturmamız da imkansızdır. Bu vesileyle zaaflarımızı hatırlamakta fayda var.

Çok zalim ve cahil olarak insan

Ayeti kerimede şöyle buyrulur: “Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar, bunu yüklenmekten çekindiler, (mesuliyetin den) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o, çok zalim (ve) çok – cahildir.” (el-Ahzâb, 72)

Aceleci olarak insan

“İnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratılmıştır…” (el-Enbiyâ, 37) “İnsan, hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan çok acelecidir!” (el-İsrâ, 11) “Hayır! Doğrusu siz acil olan dünya hayatını seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.” (el-Kıyâme, 20-21)

Menfaatine çok düşkün olarak insan

“İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenalık gelse, hemen ümitsizliğe düşüverirler.” (er-Rûm, 36) “İnsanlardan kimi Allah’a (şüphe ve tereddüt içinde) yalnız bir yönden kulluk eder: Kendisine bir iyilik dokunursa, buna pek memnun olur; bir de musibete uğrarsa, çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.” (el-Hacc, 11)

Kıskanç ve hasetçi olarak insan

“…Nefsler kıskançlığa meyilli olarak yaratılmışlardır…” (en-Nisâ, 128) “Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeylerden dolayı insanları kıskanıyorlar mı?” (enNisâ, 54)

Allah’a karşı pek nankör olarak insan

“Şüphesiz ki insan Rabbine karşı pek nankördür. Elbette buna kendisi de şahittir.” (el-Âdiyât, 6-7) “Denizde başınıza bir musibet geldiğinde, O’ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında, (yine eski halinize) dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür. (el-İsrâ, 67) “Fakat insan, Rabbi kendisini imtihan edip ikramda bulunduğu ve nimet verdiği zaman ‘Rabbim bana ikram etti’ der. Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise ‘Rabbim beni tahkir etti, önemsemedi’ der.” (el-Fecr, 15-16) “(Allah) insanı bir nutfeden yarattı. Bir de bakarsın ki o, Rabbine karşı açık bir hasım kesilmiştir!” (en-Nahl, 4)

Harîs ve cimri olarak insan.

“Hayır! Doğrusu siz, yetime ikram etmiyorsunuz; yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz! Haram helal ayırmaksızın mirası hırsla yiyorsunuz. Malı aşırı derecede seviyorsunuz!” “Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır. Kendisine (el-Fecr, 17-20) fenalık dokunduğunda, sızlanır, feryad eder, ona imkan verildiğinde ise cimrileşir, pinti kesilir.” (el-Meâric, 19-21) “Gerçekten insan dünya malına son derece düşkündür, onu çok sever.” (el-Âdiyât, 8) “De ki; Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, o zaman (dahi) tükenir korkusuyla cimrilik ederdiniz. Zaten insan çok cimridir.” (el-İsrâ, 100)

Zayıf yaratılmış olarak insan

“Allah sizi önce zayıf olarak yarattı, zayıflığın ardından size kuvvet verdi, kuvvetin ardından da tekrar bir zayıflık ve ihtiyarlık verdi…” (er-Rûm, 54) “…İnsan zayıf yaratılmıştır.” (en-Nisâ, 28) “Şüphesiz daha önce Adem’le (yasak ağaçtan yememesi hususunda) ahitleşmiştik, fakat o bunu unuttu. Biz onu fazla azimli bulamadık.” (Tâhâ, 115) “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin!” (el-İsrâ, 37)