Kategorisiz

Diriliş Çerçevesinde

901Okunma

Hıristiyanların yanlış inançlarının tersine, çarmıha gerilen Hz. İsa değil, bu haliyle çarmıha gerili olan Ayasofya’dır. Müslüman Ayasofya.
Canlı ve diri insan çarmıha öldürülmek için çekilir. Canlı, diri ve müminler topluluğuyla kaynaşmış, alışverişte, yüzünden sıhhat akan bir caminin müze olması, onun çarmıha gerilmesi değil midir?
Çarmıha çekilen insan birkaç saat orada kalır; can verdikten sonra oradan indirilir. Ayasofya, çarmıha çekilerek öldürülmüş değildir. Daha kötü bir durumda; çarmıhtadır. Çarmıhta olma hali sürdürülmektedir. Ayasofya ölü bile değildir. Öyle olsaydı, eski günlerini anar övünürdük. Ayasofya müzedir. Yani ölü bile değil de, ölü şeylerin mahfazası, zarfı.
Ayasofya, içinde ölü ve ölüm bile bulunmayan bir ölüm zarfı, ölüm kabuğu ve ölüm kabı durumundadır. Ayasofya bir müzedir dedik. Yanlış. Ayasofya müze bile değildir. Çünkü içinde tek bir müze eşyası bile yok. Ha! Eğer duvarlarını, taşlarını, minaresini, mihrabını, sütunlarını, kendisinden ayrı şeyler kabul ederseniz, Ayasofya’ya müze diyebilirsiniz. Yani kendi kendisinin müzesi.
Bu haliyle Ayasofya’yı bir müze saymak, her parçasının ölü ve kopuk antik bir eşya olduğunu kabul etmek olur ki, geriye Ayasofya olarak bir zar kalır: Ayasofya’nın derisi. Şu bir türlü yüzülemeyen Ayasofya’nın ölü teni, sarı badana! Evet, Ayasofya Müslümandır. Yapıldığı tarihten İstanbul’un fethine kadar gizli Müslümandır, haniftir. Beş yüz yıldan beri de açık Müslüman.
Evet, Ayasofya, bütün anlamıyla İslâma aitti. Hz. Peygamber’in gelişinin haber halindeki en büyük anıtı oldu. Ölüler için bir anıt değil. Gelecekler için, ebedî sağlar ve sağlıklar, diriler ve dirilişler için bir anıt.
Ayasofya Doğudadır ve Doğuya aittir. Onda Batının ve Batı dini olan Hıristiyanlığın ne hakkı vardır? Ona Batının ambargo koymaya ve onu müze adı altında abluka altına almaya ne hakkı vardır? O, bu haliyle, kolları bağlı durumuyla, Doğunun zincire vuruluşunu sembolleştirmektedir. Ama Asya başkaldırmıştır. Doğu başkaldırmıştır. İslâm, Batının ve komünizmin karşısında dimdik ayaktadır. Ve Ayasofya’nın zincirleri şangır şangır döküldüğü ve müminler içine gürül gürül aktığı zaman, İslâmın liderliğinde, Doğu’nun, Asya’nın ve Afrika’nın gerçek İstiklal savaşı, mutlaka zaferle sona ereceği Peygamber işaretiyle belirtilmiş olan (Hendek Savaşı gibi) gerçek kurtuluş savaşı başlamış, kıvamına girmiş ve çağımızın tarihinin kör düğümü çözülmüş olacaktır.
Ayasofya’yı açmak, çağın kördüğümünü, İskender’in kılıcı gibi biçmek olacaktır.

Sezai Karakoç – Diriliş Çerçevesinde, Diriliş Yay., 4. Baskı, İst., 1988.