Önden Gidenler

Bir Dünya Efsanesi: Muhammed Ali

1.06BinOkunma

Yolumuzu aydınlatan deniz fenerlerine, takip edebileceğimiz ayak izlerine her daim ihtiyaç duymuşuzdur. Onlar ki yürümüş olduğumuz hayat yolunu önceden adımlamış ve ardında kalan bizlere yol işaretleri sunmuşlardır. Bundan 4 sene evvel şehit olmuş, Allah’a adanmış bir yumruk olan, dünya efsanesi Muhammed Ali de hiç şüphe yok ki onlardan biri.

Neden güzel olan her şey beyaz?

Hidayete ermeden önceki ismi Cassius Marcellus Clay Jr. olan Muhammed Ali, 17 Ocak 1942’de Kentucky Louisville’de doğdu. Afroamerikan ve İrlanda kökenli olan Muhammed Ali, ırkçılığın en sert döneminde ve en sert bölgesinde yaşadı. Daha küçük yaştayken annesine sorduğu şu sorular durumun vahametini gözler önüne sermektedir: “Anne? Neden marketlerde vanilyalı kekler ‘melek kek’, kakaolu kekler ise ‘şeytan kek’ olarak geçiyor, neden dünya güzeli hep beyaz, neden melekler beyaz, neden güzel olan her şey bu ülkede beyaz?”

O, henüz 12 yaşındayken boksla tanışmış ve kısa zaman içinde National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası’nda amatör kayıtlara girmeyi başarmıştır. Yine 1960’ta Roma’da hafif ağır sıklette altın madalya aldıktan sonra profesyonel lige dönmüş ve 18 yaşındayken katıldığı Roma Olimpiyatları’nda altın madalya alarak ününü giderek artırmayı başarmıştır.

Günlerden birinde boks kariyerinin henüz başında bir genç iken, sokakta biri kolundan çekip “İçeride konuşulanları dinlemelisin Cassius!” diye kendisine fısıldar.

Cassius’tan Muhammed Ali’ye

İçeri girip konuşulanları dinleyen Cassius, tüm sorularının cevabını veren yaşam düsturunun “İslam”, konuşan ateşli hatibin de Malcolm X olduğunu daha sonradan öğrenir. O sözlerden çok etkilenerek Müslüman olur, fakat en uygun zamanı kollayarak başlangıçta bunu kimseye söylemez. Zira küçük dergilerden başka yere haber olamayan siyahilerin içinde Muhammed Ali, sürekli dikkat çekişiyle en meşhur dergilerin sayfalarında yer aldığından, yankı uyandıracaktır bu haber.

Tarihler 25 Şubat 1964’ü gösterdiğinde dünya ağır sıklet boks şampiyonu Sonny Liston ile şampiyona maçına çıkar Muhammed Ali. 6. raunda gelindiğinde nakavt ile maçı bitirir. Ardından kendisine çevrilen tüm kameralara “Dünyayı salladım! Dünyayı salladım! Ben en iyiyim!” diyerek önce ilk şoku yaşatır. İkinci şokuysa birinin “Cassius” diye hitap ederek soru sormaya yeltenmesiyle yaşatır. Soru soranın sözünü keserek “Benim adım Cassius değil, adım artık Muhammed Ali. Ben Müslümanım.” der ve tüm dünya orada öğrenir Muhammed Ali’nin Müslüman oluşunu.

“Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki…”

Rengine ve dinine düşman olanların kurduğu tüm tuzaklardan, ömür boyu selametle ve zaferle kurtulur Muhammed Ali. Azmi, samimiyeti, hiç bitmeyen enerjisi ve o yüksek sesiyle yeri göğü inleterek meydanlara geri döner hep; her defasında daha da güçlenerek.

1966 yılına gelindiğinde Vietnam Savaşı’na gitmesi istenir, fakat o: “Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım.” diyerek kabul etmez gitmeyi. Sonrasında 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırılır, lisansı ve pasaportu elinden alınır. Bu sebeple maddi sıkıntılar yaşar ve iflas ettiğini açıklar. Ardından boksa tekrar geri dönse de uzun soluklu olmaz, bu dönüş. Epeydir mücadele ettiği Parkinson hastalığı sebebiyle, bundan 4 sene önce 3 Haziran 2016 tarihinde tedavi gördüğü hastanede Rabb’ine kavuşur.

Çok şey öğretti bize Muhammed Ali

Hakikati konuşmaktan hiçbir zaman korkmamak… Aslında tüm mesele bu değil mi? Bugün, Muhammed Ali’nin yaşantısında bunun güzel bir izini görmüş olduk. O, ırkçılığın her türüne karşı çıkarak, önemli olanın Allah katında değerli olmak olduğunu gösterdi bize. Azmiyle ve sabrıyla kendisinden sonra gelenlere, yapılan hayırlı işlerde kararlı olunması gerektiğini gösterdi.

O, Amerikan hükümetinin türlü yaptırımlarına karşı zalimin değil mazlumun yanında olarak adaletiyle bizlere örnek oldu. Yine bir Haziran ayında bu dünyadan göçen Muhammed Ali’yi bu kez de biz analım istedik. Her dünya efsanesi unutulur belki, ama Muhammed Ali gibi yaşantısını hakkaniyete bağlamış kahramanlar asla unutulmayacaklar. Yazımızı kendisinden bir kesitle bitirelim.

Katıldığı bir canlı yayın sırasında spikerin yönelttiği “Koruman var mı?” sorusuna şu unutulmaz sözlerle cevap verir Muhammed Ali. “Bir korumam var. Gözleri olmasa da görebilen, kulakları olmasa da duyabilen, hafızası olmadan her şeyi hatırlayan. Bir şey yaratmak istediğinde ona sadece ‘ol’ diyen. En gizli düşüncelerini bile duyandır. Tahmin et bu kimdir. O Allah’tır. O Benim korumamdır, o senin korumandır.”

İsmail Tarık Sırma