Girişimcilik günümüzde epey ilgi çeken ve her geçen gün daha da gelişen bir alan. En yalın haliyle girişimciliği başkalarının baktığı ama göremediği fırsatları görüp, bunları birer iş fikrine dönüştürebilmek, olarak tanımlayabiliriz. TÜGVA Girişimcilik Koordinatörlüğü bu hususta kendini farklı alanlarda geliştirmiş ve ortak bir amaç için bir araya gelmiş genç ve dinamik bir ekiple Üretken Akademi Programını hayat geçirdi. Biz de proje ekibinden Kadir Can Kırkoyun ile girişimcilik kavramı ve girişimcilik serüvenlerini konuştuk.
Bizlere biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Üretken Akademi nedir? Neler yapar?
Üretken Akademi lise ve üniversite öğrencileri için eğitim, mentorluk ve ekosisteme erişim sağlayan online bir girişimci yetiştirme programıdır. Program 8 adımlık interaktif bir eğitim sürecinden oluşur. Fikir oluşturmadan, yatırıma, hazır bir girişime giden bu süreçte adaylara ihtiyaç duyabilecekleri birçok destek sağlanır. Haftalık olarak yapılan networking ve canlı yayın etkinlikleriyle adayların ekosistemden kişilerle tanışmaları ve onların deneyimlerinden faydalanmaları sağlanır. Adaylar program sonucunda fikrini sahada doğrulamış, ürünü ve yatırım sunumu hazır bir şekilde mezun olurlar. Üretken Akademi programından mezun olan girişimci adaylarına, ekosistemde yer bulabilmeleri için startuplarda staj imkanı sunar. Bunun gibi birçok desteği girişimci adaylarına programdan mezun olduktan sonra sağlamaya devam eder.
Peki siz girişimciliği nasıl tanımlıyorsunuz?
Girişimcilik bana göre daha önceden denenmemiş olanı yapmak, risk almaktır. Bir konuya öznel bir yaklaşım kazandırabilmek ve bunu hayata geçirebilmektir. Sürekli aynı şeyleri tekrar eden ve zamanın gerisinde kalan değil, zamana meydan okuyup yeniliklere ayak uydurandır. Kısıtlı kaynakları verimli bir şekilde kullanabilmektir.
Üretken Akademi başlı başına bir girişimcilik modeli midir?
Üretken Akademi, Türkiye gibi gelişmekte olan ekosistemler için bir ekosistem oluşturucu, büyütücü rol üstleniyor. Mevcut girişim programları belli bir aşamaya gelmiş girişimleri ileri aşamalara taşımaya odaklanırken; biz Üretken Akademi olarak daha önce hiçbir tecrübesi olmayan, hiçbir çalışmada yer almamış bireylerin girişim ekosistemine katılımlarını sağlıyoruz.
Türkiye’deki girişimcilik algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de girişimcilik algısı, özellikle kısa zamanda gerçekleşen birçok başarılı çıkış hikayesinden sonra daha da güçlenen ve ilgi toplayan bir konu haline geldi. Bu anlamda bu algının özellikle Milli Teknoloji Hamlesi’nin en güçlü sermayesi olan gençlerimizde güçlenmesi ülkemiz için stratejik önem arz ediyor.
Sizce, Türkiye’de girişimcilik alanında doğru ve yanlışlarımız nelerdir?
Türk milleti olarak insanî ilişkileri ve samimiyeti güçlü bir milletiz. Bu anlamda bu samimiyet bazen fazla konuşmaya ve aksiyon becerimizin azalmasına sebep olabiliyor. Bu anlamda “networking” kavramının bazen ayarını kaçırıyoruz, diyebilirim. Bizim zorluklara alışkın oluşumuz ve kriz yönetimimiz de çok başarılı. Bu girişimcilik süreçlerinde oldukça işimize yarayan bir yetkinlik. Ülkemizin girişimcilik anlamında en büyük avantajı ise ülkemizin genç potansiyeli. Bu potansiyel doğru bir şekilde yönlendirildiğinde ülkemiz için katma değeri yüksek birçok çalışma ortaya çıkacaktır.
Girişimcilik alanında devlet ve kurum desteklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Girişimci destekleri tarafında TÜBİTAK, KOSGEB ve Kalkınma Ajansları gibi birçok yapıyla, girişimciye en çok destek veren ülkeler arasında yer alıyoruz. Bürokratik süreçlerin azaltılmasıyla bu desteklere erişim hızlanacak ve kolaylaşacaktır.
Genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Girişimcilik sadece bir fikirle olup bitecek bir konu değildir. Disiplin, fedakarlık ve çok çalışmak gibi gereksinimleri vardır. Bu süreçte gece gündüz demeden çalışıp, hızlı öğrenip, hızlı denemeler yapıp, hızlı bir şekilde de hata yapmak gerekir. Bunun için de çok fazla çalışılması, emek verilmesi gerektir. Bununla birlikte ben, işin network kısmının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü girişim dediğiniz kısımda sizin elinizde minimum bir kaynak var ve bu kaynak insan gücü de olabilir maddî bir kaynak da.
Sizin bu kaynağı en verimli şekilde kullanmanız gerekir. Bu konuda işbirlikleri kilit nokta. Her şeyi sıfırdan yapmak yerine başkalarıyla işbirliği sağlayarak sürdürülebilirliği sağlamış ve süreci kısaltmış oluyorsunuz. Bu anlamda da işin network kısmı çok değerli. Network kısmında güvenilir olmak çok kritik. İnsanlar size güvenmeli. Bunun temeli de iyi bir insan olmaya dayanıyor. Bunların yanında bir de az laf çok iş kısmı var; fikrim var deyip aylarca, yıllarca anlatmak yerine aksiyona geçmek girişimciliğin en önemli noktalarından biri.
– Oğuzhan Gün