Adaş iki yazarı olan, muhabbet dolu üslupla yazılmış bir kitap; Evimiz Cennetimiz Olsun. Prof. Dr. Ahmet Akın ve ilahiyatçı yazar Ahmet Bulut birlikte kaleme almışlar bu değerli eseri. Zaman zaman “Acaba bu bölümü hangi Ahmet Hoca yazdı?” diye de düşünmeden edemedim.
Kitabı elinize alır almaz aileyi ve insanlığı dert edinen iki ahbabınız ile bilimsel verilere de dayanarak konuşmanın tadını alıyorsunuz. Bu sebeple çay, kahve eşliğinde kitabın ne zaman bittiğini anlayamıyorsunuz. Giriş bölümünde murad edilen evlilikler, aileler ve Türkiye’de aileyi tehdit eden unsurlar karşılıyor bizi. Dertli ve gayretli bir anlatımla dinin, aile kültürümüzü tamamlayan unsur olduğu anlayışı örülmüş kitap boyunca. Var olan problemler de hamasi ifadelerden uzak, istatistik verilere dayandırılıyor. Pek çok bölüm temasına uygun olarak; “Peygamber Efendimiz nasıl davranmış, Kuran-ı Kerim bu konuda ne diyor?” gibi sorulara cevap vererek sunuluyor. Kısaca hayat önderimiz Resulullah’ın aile rehberliği, hap bilgilerle aktarılıyor.
Aile sosyolojik gerçekliklerle gözlenmeli
Okumuş olduğum diğer aile kitaplarına kıyasla bu kitap daha çok sosyolojik gerçeklerimizin farkındalığıyla yazılmış. Bilhassa Batı kökenli bazı yazarlar, ellerinde sihirli değnekleriyle tüm problemleri çözebilme kudretinde olduğunu sanıyorlar. Bu kitapta ise yazarlar önce problemle başa çıkmak için gayreti ve yöntemi sunuyor. Velev ki olmuyor, teslimiyete vurgu yaparak buranın dünya olduğunu, imtihanlarla karşılaşmanın normal olduğunu belirtiyor. Hulâsa sosyolojik hakikatler göz ardı edilmeden gerçekçi bir üslup kullanılmış.
Medeniyetimizin yapı taşlarından olan şahsiyetlerin örnek davranışları rol model olarak gösterilmektedir bizlere. Aile literatüründe kullanılan metaforlara yer verilerek kavram çerçevesi çizilmiş. Zaman zaman sosyal deneyler aktarılmış ve istatistik verilerle anlatılanlar doygun hale getirilmiş.
Kadim medeniyetimizden damlalar
Kitapta beğendiğim bölümlerinden biri de kadim medeniyetimizin aile yaşantılarından örnekler vermesi. Misal; evin penceresinin önünde sarı çiçek varsa bu evde hasta olduğu, gürültü yapılmaması gerektiği; kırmızı çiçeğin olması ise evde bekar kız olduğu, kapının önünden geçerken kaba konuşulmaması gerektiği manasına geliyormuş.
Ev içinde kendiliğinden öğrenilmiş rollerimiz var; karı, koca, çocuk… Kimi zaman bu rolleri yapmakta zorlanırız ya da modernliğin etkisiyle içini boşaltırız. Kitabı okumaya başladığınız takdirde aslında fıtratın bu rolleri yerine getirmeye uygun yaratıldığı ve tüm bu sorumlulukların gerek dünya hayatında gerek ahiret aleminde mükafatı olduğu aktarılıyor.
“Evini cennet yapacak” temasında kadınlar ve erkekler için özel başlıklar açılıp derinlemesine analizler yapılmış. Tasnif edilen bu başlıklara ilaveten genç çocuklara düşen sorumluluklar ele alınsa ailenin bütünü tamamlanırdı, diye düşünüyorum. Ancak yine de bu bilgi ihtiyacı, kitabın diğer bölümlerinde karşılanmış.
Merhem tabipte değil kitapta
Kitapta medyanın, dizilerin aile hayatını şekillendirmede ne kadar etkili olduğunun vurgusu yapılmış. Ebeveyn tutumlarına, karı-koca tutumlarına, akraba ilişkilerine yer verilmiş. Ailede duygusal ihtiyaçları karşılanamayan gençler bu ihtiyacı dışarıda aramaktadır. Bu yüzden çocuklarının gayri ahlaki mecralarda bulunmasından şikayetçi olan ailelere merhem olacak tavsiyelerde de bulunulmuş. Kitapta haneleri merkez hale getirecek, aile münasebetlerini artıracak etkinlik tavsiyeleri de mevcut.
Konuyu hangi cihetten ele alırsak alalım elbette cenneti gerçek manasıyla dünyada yaşayamayız. Ancak dünyanın cennetini yaşamak için ideal olan ev/hane portresi çizilmiş. Tamamıyla da tüm bu hasletleri bilip “Zaten çok yoğunum, yapamam.” demenin de kapısını Resulullah Efendimizin hayatı kapatıyor. O’ndan daha yoğun, O’ndan daha çok sorumluluğu olan kim var çevremizde? Ama O tüm işlerine rağmen kendi hayatında örnek mutlu aile tablosu çizerek miras bırakmıştı bizlere. Kısacası Evimiz Cennetimiz Olsun, ismi dua
hükmünde olan, kendimize ve ailemize iyilik yapmak adına okunası bir kitap.